Mesnevi'den Rubailer
Etrafa dağılmış, yayılmış olan ruhları ten ile,
ceset ile bağlar. Böylece bedenleri, tekrar ruhlara hamile yapar, gebe bırakır.
***
Geceleri insanlar uykuya dalınca can atlarının beden
eğerlerini soyar alır. “Uyku, ölümün kardeşidir” hadisinin sırrı budur.
***
Kim, şu madde dünyasına daha çok düşkünse ve dünya
işlerinde daha çok uyanıksa, o, aslında ötelerden habersiz derin uykulara
dalmıştır. Mânevî aleme gözleri kapalı olan böyle bir kişinin normal uykusu,
daha az kötülük yapacağı için, uyanıklıktan hayırlıdır.
***
Eğer, ruhumuz, Allah’a karşı Allah ile uyanık
değilse, Allah’tan gafilse, akılla hisle uyanık oluşumuz, Hakk yolunda bize
engel olur, perde olur, bizi ilahi tesirden uzak bırakır.
***
Yaşayışımız icabı her gün, birçok kuruntularla,
hayallerle örselenmekte, kârımızı zararımızı düşünmekte, eldeki malımızın yok
olmasından korkmaktayız.
***
Asıl, uyuyan o gâfildir ki, gönlüne gelen şehvânî
duyguları, nefsânî vesveseleri canlandırır, onlarla beraber yaşar. Kapıldığı
hayalleri hoşuna gider, onu ümide düşürür, âdetâ onlarla konuşur.
***
Fırsatı kaçırmadan ve tereddüde düşmeden, bu alemden
ölmüş, kendini tamamen Hakk’a teslim etmiş olan kâmil insanın eteğini tut ki,
âhir zamanın, şu bozulmuş dünyanın fitnelerinden kurtulasın.
***
Allah, senin gözüne, kendi görüş nurunu verirse,
gözünde bu alem gibi yüzlerce alem peydahlanır.
***
Her ne kadar bu dünya, senin nazarında çok büyük ve
sonsuzsa de, bilmiş ol ki, ilahi kudret karşısında o bir zerre bile değildir.
***
Gerçekten de bu cihan, sizin canlarınızın
hapishanesidir. Siz, asıl kendi yurdunuzun bulunduğu tarafa doğru gidiniz.
***
Hırs atını yıldızlara doğru sürmüşsün. Onlara dâir
bilgiler elde ediyor, mesafeler ölçüyor, yeni yeni yıldızlar keşfediyorsun da,
kendini keşfedemiyorsun. Meleklerin secde ettikleri Âdem’i tanımıyorsun. Sen bu
beytin tefsirini Kur’ân-ı Kerîm’den oku. Cenâb-ı Hakk, Hz.Peygamber’e; “Attığın
zaman sen atmadın” diye buyurdu. Gerçi görünüşte ok atan biziz, fakat gerçekte,
ok atış bizden değildir. Aslında biz yayız, yayı çekip oku atan Allah’tır.
Yanlış anlaşılmasın. Bu söylenilen sözler cebir değildir. Allah’ın Cebbâr
isminin tecellîsidir. Cebbâr isminin anılması da Hakk’a yalvarmak, yakarmak ve
niyâz içindir.
***
Allah’ın bizim nazarımızdan gizli tuttuğu, nice
çirkin, güzel mahlûkâtı vardır ki onlar her an gönül kapısını çalar dururlar.
***
Şehvet duyguları, şeytânî vesveseler, nefsânî
hatıralar, kin, nefret, kıskançlık zaman zaman gönül kapısını çalarlar. İçeri
girmek isterler. Bazen de, ilahi ilhamlar, rahmanî duygular, bizi mânen
uyandırmak için gönül kapımıza gelirler. İbn-i Mes’ud’dan şu anlamda bir hadîs
rivâyet edilmiştir: “Gerek şeytan ve gerekse melek tarafından insana bir fikir,
bir ilham gelir. Bu sebeple kendi gönlümüzde, hayra dâir bir teşvik bulursak,
bunun melekten geldiğini bilmeli ‘Elhamdülillah’ demeli, şerre dâir bir fikir
bir duygu gelirse, bu duygunun şeytandan geldiğini anlayarak ‘Eûzü’ çekmeli ve
şeytanın şerrinden Allah’a sığınmalıyız.”
***
İçimize doğan, bizi rahatsız eden şeytânî
düşünceler, hayâller, vesveseler kalbimize batan, görünmez dikenlerdir. Bu dikenler,
bir kişiden değil, binlerce kişiden gelip kalbimize batmaktadır.
***
Nar alacak isen, gülen, çatlamış nar al ki, o gülüş,
sana içindeki dânelerden haber versin.
***
Ârifin gülüşü, ne mübârek gülüştür ki, o gülüş, can
kutusundaki inci gibi ağızdan gönlü gösterir.
***
Mukallidin, sahte şeyhin gülüşü, lâlenin gülüşü gibi
uğursuzdur. Ağzını açınca, içinin siyâhlığı görünür.
***
Gülen nar, bağı, bahçeyi de güldürür. Âriflerin
sohbeti, seni de ârifler arasına katar.
Yorumlar
Yorum Gönder