Kayıtlar

Ocak, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şehzade gerçek aşkı nasıl buldu?

Resim
Eski zamanlarda bir padişahın yiğit mi yiğit bir oğlu vardı. Bu genç şehzade hem iyi silah kullanır, ahlâkıyla ve güzelliğiyle bilinirdi. Bir gece padişah, ülkesini kendisinden sonra yönetecek olan oğlunun rüyasında öldüğünü görür. Bütün dünya gözüne önemsiz bir çöp yığını gibi gelir. Üzülmeye ve kederlenmeye başlar. Yüreği o kadar sıkılır ki, yaşamaktan bıkmıştır artık. Fakat bu bir rüya demiştik ya, uykusundan uyanır. Aklı başına geldikten sonra sevinir. O kadar ki hayatında hiçbir şeye bu kadar sevinmemiştir. Üzüntüden ölecek hale gelen ve artık ölmek isteyen padişah, bu sefer de sevincinden ölecek hale gelir. Gördüğü rüyanın etkisiyle, soyu sopu devam etsin diye oğlunu evlendirmeye karar verir ve: -Eğer oğlum rüyamda gördüğüm gibi ölürse, torunum babasından sonra onun yerine geçer, der.

Başımıza ne geliyorsa...

Resim
Bir zamanlar bir âşık yaşarmış. Sözünde durur, yeminini tutarmış. Yıllar boyu bir sevgiliye gönül vermiş, ona kavuşabilmek için beklemiş, padişahına kul köle olmuştu. Arayan sonunda bulurmuş. Çünkü sabrın sonu selametmiş. Günlerden bir gün sevgilisi ona: -Bu gece gel. Sana güzel yemekler, tatlılar yaptım. Filan yerde gece yarısına kadar bekle. Sen aramadan, ben gelirim.

Yoksa tavşan kim olur ki!

Resim
Ormanın kralı aslan, vadideki av hayvanlarını çok korkutmuştu. Hayvanlar çok huzursuzluk yaşıyorlardı. Aslan, bazen saklandığı yerden çıkıyor, hayvanlardan birini kapıyor, afiyetle midesine indiriyordu. Bu yüzden hayvanların yaşadığı vadi, korkulu bir mekan haline gelmişti. Vadideki hayvanlar bir gün bir araya gelerek, aslanı alt etmenin yollarını konuşmaya başladılar. Aralarında karar vererek aslanın yanına gittiler: -Kralımız! Biz senin ihtiyacın olan yiyecekleri getiririz. Bundan böyle sen avlanmaya     çıkma, av peşine düşerek bizleri korkutma ve bu vadiyi bize zehir etme, dediler.

İradeyle hırsızlık

Resim
Bir adam, çıktığı ağacın dallarını şiddetle sallıyor, dallardaki meyveleri döküyordu. İyi niyetli değildi çünkü hırsızlık yapmak için bu bahçeye girmişti. Tam meyveleri toplarken evin sahibi geldi. Bahçesinde bir hırsız görünce sinirlenerek bağırdı: - Allah’tan utanmıyor musun? Ne yapıyorsun sen burada?

Mevlana'dan Öğütler ve Nasihatler

Resim
Dert nerede ise deva oraya gider.Yoksulluk nerede ise nimet oraya gider. Soru nerede ise cevap oraya verilir. Gemi nerede ise su oradadır.Suyu ara, susuzluğu elde et de sular alttan da yerden de fışkırmaya başlasın. *** Kötü bir işe düşünce ibret al, üzüntüye düşme. Fayda ve zarar zamanında da gülmeye bak. Gülün yapraklarını tek tek koparsan da sana gülümser o. Bir dikenden niye gama düşersin? Diken olmasa gül olur mu? *** Nice güzel sözlüler var ki susmaktadırlar. Nice tatlı özlüler var ki; ekşi yüzlüdür. Mezarlığa var da bir bak; ne hatipler var ki susmuşlar, ne can yakan güzeller var ki, ekşimişler, toprak olmuşlar. ***

Mevlana ve Allah Sevgisi

Resim
Biz yokuz. Varlıklarımız, fani suretle gösteren Vücud-u Mutlak olan sensin. Biz umumiyetle aslanlarız ama bayrak üstüne resmedilmiş aslanlar! Onlar zaman zaman hareketleri, hamleleri rüzgârdandır. *** Yola rehbersiz giren iki günlük yolu yüzlerce yıl gidecek... Üstatsız meslek edinen şehir ve kabaların maskarası olur. *** Hak yolunda yalnız gitme, bu yol tehlikelerle doludur. Bu yolda, yol kesenler çoktur. Senin tek bir canın var, canınsa düşmanı pek çok...üstelik içinde bulunan can düşmanını tanımıyor, ona can diyorsun, cihan adını takıyorsun. Bu dünyada senin gibi aptallar pek çoktur. ***

Mevlana ve Şems Rubaileri

Resim
Gönül seni gönül ehlinin, âriflerin mahallesine doğru çeker, ten ise seni su ve çamur hapsine koymak ister. *** Aklını başına al da, bir gönül arkadaşının sohbeti ile gönlüne gıda ver. Git, ikbali, mânevî gücü, bir ermişten, bir ikbâl sahibinden iste. *** Eğer insan, şekli ile sûreti ile insan olsaydı; Peygamber Efendimiz ile Ebû Cehil bir olurdu, aralarında fark olmazdı. *** Ben de senden doğmayı ölüm sanmıştım, senden ayrılacağım diye pek çok korkmuştum. Fakat doğunca, pis, daracık bir zindandan kurtuldum. Günün ışığına çıktım. Havası hoş, rengi güzel bir dünyaya geldim. ***

Mesnevi'den Rubailer

Resim
Etrafa dağılmış, yayılmış olan ruhları ten ile, ceset ile bağlar. Böylece bedenleri, tekrar ruhlara hamile yapar, gebe bırakır. *** Geceleri insanlar uykuya dalınca can atlarının beden eğerlerini soyar alır. “Uyku, ölümün kardeşidir” hadisinin sırrı budur. *** Kim, şu madde dünyasına daha çok düşkünse ve dünya işlerinde daha çok uyanıksa, o, aslında ötelerden habersiz derin uykulara dalmıştır. Mânevî aleme gözleri kapalı olan böyle bir kişinin normal uykusu, daha az kötülük yapacağı için, uyanıklıktan hayırlıdır. ***

Mevlana Rubaileri

Resim
Ruhen düşük, alçak bir kişi, bir takım saf kimseleri kandırmak için velilerin sözlerini çalar. *** Sen, uyanık kaldıkça, uyanıklık dedikodusu ile uğraştıkça, uykuda gizlenen rüyalardan, rüyalardaki konuşmalardan nasıl mânâ kokusu alabilirsin? Görünen alemin sırlarından nasıl haberdar olabilirsin? *** Dostun, dostlarla buluşması hoştur. Sen de mânâyı yakala, eteğinden tut, sûret, görünüş inatçıdır, serkeştir.

Mevlana'nın En Ünlü Rubaileri

Resim
Topraktan yaratılmış olan bedenimiz, aşk yüzünden göklere yükseldi. Dağ bile çevikleşti, oynamaya başladı. *** Ey aşık! Aşk Tûr Dağı’na can olunca, Tûr mest oldu, kendinden geçti, Mûsâ da düşüp bayıldı. *** Fakat kendi dilinden anlayanlardan, kendi dilini konuşanlardan uzak düşen kimse, yüzlerce dil, yüzlerce nağme bilse, yine dilsiz olur, susar.

Mevlana'dan Aşk Rubaileri

Resim
Yâ Rabbi! Bizim halimize bakarak muamele etme. Kendi ikram ve ihsanına göre bize muâmele eyle. *** Yâ Rabbi! Kerem ve lütfunla hidâyet ettiğin kalbi tekrar dalâlete, sapıklığa düşürme. Belâları bizden uzak tut, çevir ve değiştir. *** Ey affı çok olan, günahları örten Rabbim! O günahlar dolayısıyla bizden intikam alma. Bize azap etme. *** Yâ Rabbi! Biz nefis ile şeytana köpek gibi tâbi olduksa da sen, azab aslanını bize saldırtma. *** Ey Yarabbim, ebedî diri olan Rabbim! Talep ve dua üzerine nasıl olur da kerem etmezsin. Sen kerem sâhibisin. *** Ey yaratılmışların, canlıların ihtiyacını gideren Rabbim! Sen varken hiçbir kimseyi hatırlamak ve ondan bir şey ummak bize yakışmaz. *** Yâ Rabbi! Ruhumda bir ilim katresi var. İlahi onu dünya hevesleriyle ten toprağından sen koru. *** Ey ihsânı çok olan Rabbim! Cefâ içinde geçip giden ömre merhamet et. *** Ey affetmeyi seven Rabbim! Bizi affeyle. İsyân derdimize çare eyle. *** Ey yar

Mevlana Kimdir?

Resim
Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rûmi, 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan yöresinde, Belh şehrinde doğmuştur. Mevlâna'nın babası Belh şehrinin ileri gelenlerinden olup sağlığında "Bilginlerin Sultanı" ünvanını almış olan Hüseyin Hatibî oğlu Bahaeddin Veled'dir. Annesi ise Belh Emiri Rükneddin'in kızı Mümine Hatun'dur. Sultânü'l-Ulemâ Bahaeddin Veled, bazı siyasî olaylar ve yaklaşmakta olan Moğol istilası sebebiyle Belh'ten ayrılmak zorunda kalmıştır. Bahaeddin Veled, 1212 veya 1213 yıllarında aile fertleri ve yakın dostları ile birlikte Belh'ten ayrıldı; ilk durağı Nişâbur oldu. Nişâbur şehrinde tanınmış alim Ferîdüddin Attar ile de karşılaştı.