Hz. Süleyman(as)'ın Kuşları



Bir gün Hz. Süleyman'ın büyük divan çadırı kuruldu ve bütün kuşlar huzurunda toplandılar. Süleyman (A.S) kendi dillerini anladığı için onunla konuşmaya başladılar. Bütün kuşlar sırları, hünerleri ve işleri hakkında bilgi veriyorlar, kendilerini tanıtmak için övünüyorlar-dı. Amaçları Hz. Süleyman'ın yakınları arasına girmekti. Konuşma sırası hüthüte gelince dedi ki:
- Padişahım, hünerlerimden küçük birini kısaca arz edeyim. Kı­sa konuşmak daha iyidir.
- Söyle bakalım, diye karşılık Hz. Süleyman, o nasıl bir hüner­dir?
- Çok yükseklerde uçtuğum zaman, dedi hüthüt, aşağıya bakın­ca yerin en dibinde bulunan suyu görürüm. Suyun derinliğini, rengini, nereden kaynadığını hep bilirim. Ey Padişah! Ordu kurulacak yeri tayin etmek için beni yanında sefere götür!
Hz. Süleyman:
-  Öyleyse susuz ve uçsuz bucaksız çöllerde sen bize yoldaş ol, dedi, bize su bulursun.                                                                 
Bunu duyan karga hasedinden öne çıkıp Süleyman a.s.’a:
- Hüthüt yanlış ve kötü konuştu, dedi, padişah huzurunda gaitan ve olmayacak söz söylemek büyük edepsizliktir. Onun böyle bir gö­rüş gücü olsaydı, bir avuç toprak altındaki tuzağı görmez miydi?! Madem gözleri böyle keskin de niçin tuzağa yakalanıp kafese giri­yor?!
Bunun üzerine Hz. Süleyman:
- Ey hüthüt, dedi, sonu yalan çıkacak bir sözü huzurumda nasıl söyleyebiliyorsun?
Hüthüt şöyle cevap verdi:
- Padişahım, kaza ve kader gözümü ve aklımı örtmezse ben tu­zağı havada da görürüm. Fakat kaza gelince görüş kaybolur; ay ka­rarır, güneş tutulur. Kaza ve kaderi inkar edenin inkarı bile kaza ve kaderdendir. Eğer sözüm yalansa işte boynum, kes! Fakat kaza hük­münü inkar eden karga, binlerce aklı olsa da kâfirdir.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Şehzade gerçek aşkı nasıl buldu?

Mevlana'dan Öğütler ve Nasihatler

Başımıza ne geliyorsa...