İradeyle hırsızlık



Bir adam, çıktığı ağacın dallarını şiddetle sallıyor, dallardaki meyveleri döküyordu. İyi niyetli değildi çünkü hırsızlık yapmak için bu bahçeye girmişti. Tam meyveleri toplarken evin sahibi geldi. Bahçesinde bir hırsız görünce sinirlenerek bağırdı:
- Allah’tan utanmıyor musun? Ne yapıyorsun sen burada?

Adam, hiç oralı olmadan, pişkin pişkin cevap verdi:
- Ne diyorsun be adam! Allah’ın bahçesinden, Allah’ın bir kulu, Allah’ın bağışladığı meyveleri yer diye sen onu nasıl ayıplarsın? Ne diye böyle söylüyorsun? Çok zengin olan Allah’ın kullarına hediye ettiği nimeti sen kimden sakınıyorsun, kimden kıskanıyorsun? Farkında mısın bilmiyorum ama şu anda Allah’ın nimetiyle cimrilik yapıyorsun.
Adamın söylediklerini dinleyen bahçe sahibi daha çok sinirlendi ve hizmetçisine seslendi:
- Aybey! Şuradan kalın bir ip getir de şu adama hak ettiği cevabı vereyim!
İpi getiren hizmetçisi ile birlikte adamı ağaca bağlayan bahçe sahibi, eline kocaman bir sopa geçirerek başladı hırsızı dövmeye.
Dayak yedikçe canı yanan hırsız feryat ediyordu:
- Sen Allah’tan utanmaz mısın ben adam! Suçsuz yere birini dövüyorsun, böyle giderse öldüreceksin adamı...
Elinde sopasıyla adamı döven bahçe sahibi:
- Haklısın, diye bağırdı. Elimdeki Allah’ın sopası, dövdüğüm de Allah’ın bir kulu. Ben de Allah’ın kuluyum... Allah’ın bir kulu, Allah’ın bir yarattığına, Allah’ın lütfettiği bir sopayla vurursa, burada döveni kim ayıplayabilir? Ne dediğinin farkında mısın sen?
Başından beri suçsuz olduğunu iddia eden hırsız artık pes etmiş, inlemeye başlamıştı:

- Tamam... Ne olur vurma artık. Sen çok akıllı bir adamsın. Pişman oldum. Tövbe ettim, ne olur bırak artık. İtiraf ediyorum, hırsızlık yapıyordum; hem de kendi irademle. Hırsızlığı da kendi irademle işledim...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Şehzade gerçek aşkı nasıl buldu?

Mevlana'dan Öğütler ve Nasihatler

Başımıza ne geliyorsa...