Şeyhi Kınayan Adam
Bir adam, şeyhlerden biri
hakkında:
- Doğru yolda değil, diye konuşuyordu, şarap
içiyor, mürai ve pis. Böyle adam nerden müridlerin imdadına yetişecek?!
Bir başkası da ona:
- Edebe riayet et, büyükler
hakkında böyle zanda bulunma, dedi. Böyle şey olmaz ya, olsa bile, bir katre
pislik bir denizi kirletebilir mi?!
- Ey mürid, ben onu bir mecliste gördüm, dedi
adam, takvası yok, müflis biri. inanmıyorsan bu gece kalk da onun
günahkârlığını kendin gör.
Geceleyin o adamı bir pencere
başına götürdü:
- Bak da fasıklığı, işreti
gör! Gündüz riyakâr, gece fasık.
Şeyhin elinde dolu bir kadeh
vardı. Mürid bunu görünce:
- Şeyhim, sen de aldatıcısın?
Sen, Seylan'ın şarap kadehine işediğini söylemez miydin?!
Şeyh dedi ki:
- Gel de, bu nasıl şaraptır,
gör!
Mürid gelip baktı, gördü ki
halis bal. O zaman şeyh, müridine:
- Yürü git, bana şarap bul,
dedi, bir hastalığım var, şarap içmek zorundayım. Zaruret vakti her pis temiz
sayılır.
Mürid meyhaneleri dönüp
dolaşmaya, şeyh için şarap aramaya başladı. Fakat meyhanelerdeki küplerin
hiçbirinde şarap bulamadı.
Hurma şarabıyla dolu olan
küpler, balla dolu hale gelmişti. Şarapçılara:
-Aldırışsızlar dedi, bu ne iş,
hiçbir küpte şarap bulamıyorum.
Bunun üzerine bütün aldırışsızlar
ağlayıp ellerini başlarına vurarak şeyhin yanına geldiler:
- Ey büyük şeyh, dediler, sen
meyhaneye geldin, ayağının hürmetine bütün şaraplar bal oldu. Şarabı arıttın,
bizi de kötü huylardan arıt!
Cihan baştanbaşa kanla dolu
olsa, Allah eri yine ancak helal yer.
Mevlana'dan Hikayeler Blog
Yorumlar
Yorum Gönder