Ölümsüzlük Ağacını Arayan Padişah



Bilgili biri, temsil yoluyla:
- Hindistan'da bir ağaç var, meyvesini yiyen ne yaşlanır ne de ölür, der.
Padişahlardan biri bunu duyar, doğru sanıp bu ağacı bulmak ve meyvesinden yemek ister. Bunun için yakın adamlarından bilgili bi­risini Hindistan'a gönderir.
Adamcağız yıllarca Hindistan'da o ağacı arar. Bulmak için şehir şehir gezer, ne ada bırakır, ne dağ, ne ova. Kime sorduysa:

- Bu adam deli mi ne, diye gülüp alay eder. Bazıları da şunu söyleyip istihza ederler:
- Ey akıllı kişi, senin gibi birisinin bu arayışında bir hikmet el­bette vardır.
Bazıları işi daha da ileriye götürüp:                                                  
- Ey büyük zat, falan diyardaki ormanda yemyeşil bir ağaç var, pek büyük, pek dehşetli, her dalı koskocaman, derler.
Padişahın adamı kimden bir şey duysa aslını araştırmak için ça­balar durur. Nice yıllar yollarda gezer, padişah da ona harcırah gön­derir. Bu şekilde bir hayli dolaştıktan sonra ümitleri tükenir, aramaktan usanır. Padişahın yanma dönmek için ağlaya ağlaya yola koyulur.  
Döndüğü memlekette büyük bir alim, yüce bir şeyh varmış. Pa­dişahın adamı ümitsiz bir halde:
- Önce onun tekkesine gideyim, istediğim olmadı, bari duasını alayım, der.
Gözleri yaş dolu halde şeyhin huzuruna varır. Şeyh:
- Ümidin yoksa bile söyle, der, neye kavuşmak istiyorsun?
- Padişah beni bir ağaç aramak üzere Hindistan'a gönderdi. Meyvesi ab-ı hayat. Yıllardır aradım, bir nişanesini bile bulamadım, ama niceler benimle alay etti, eğlendi.
Şeyh gülümseyerek dedi ki:
- Ey saf adam, bu ağaç, ilim sahibindeki ilimdir. Pek büyük, pek yüce bir ağaçtır o. Meyvesi ab-ı hayattır, ölümsüzlüktür. Sen görü­nüşe aldanmış, manayı yitirmişsin. Ona gah ağaç derler, gah güneş. O bire sayısız adlar gerek. Bir adam senin baban olur, ama başka bi­risinin de oğludur, bir başkasının kardeşi, öbürünün dayısı. Bir tek adam olduğu halde onlarca adı var. Bir vasfını bilen öbürünü bilme­yebilir. Kim "Bu ad doğru ad" diye isme yapışır onu ararsa ümitsiz­liğe düşer, perişan olur. İsmi geç, sıfata bak ki bu sıfat seni zata götürsün.

Mevlana'dan Hikayeler Blog

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mevlana'dan Öğütler ve Nasihatler

Şehzade gerçek aşkı nasıl buldu?

Başımıza ne geliyorsa...