Çöldeki Zahid
Çöl ortasında yaşayan bir
zahid vardı, ibadete dalmış, kendisinden geçmişti. Hacılar civar şehirlerden
gelip onun bulunduğu yere ulaştılar. Baktılar ki o kupkuru yerde bir zahid
yaşıyor. Öyle bir yerde selamet içinde yaşamasına hayret ettiler.
Zahid, kum üstünde namaza
durmuştu. Hararetinden tenceredeki suyun bile kaynayacağı kumun üstünde o
sanki bir yeşillikte, çayırlık çimenlik bir yerde gibi ferah ibadet ediyordu.
Sanki ayağının altında ipekli örtüler, kumaşlar vardı ve samyeli değil de sabah
rüzgarı esiyordu. O namaz kılarken hacılar bekledi. Zahid düşünceye dalmış,
kendinden geçmişti, nihayet bulunduğu halden ayrıldı. Hacıların içinde gönül
gözü açık bir adam vardı, gördü ki zahidin elinden ve yüzünden sular
damlamakta, elbisesi abdest suyundan ıslak.
- Bu su nerden, diye sordu.
Zahid elini kaldırıp:
-Gökten, diye cevap verdi.
- Burada kuyu, ip ve kova
yokken ne vakit istesen su bulabilir misin, hemen yağmur yağar mı? Lütfet de
bize bunu açıkla!
Zahid ellerini göğe
kaldırıp:
- Ya Rabbi, diye niyaz etti,
hacıların duasına icabet et! Ben gökten rızık aramaya alışmışım, sen bana
gökten kapı açtın.
Zahid münacaat ederken latif
bir bulut peyda oldu. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı, yerlerde
gölcükler meydana geldi. Hacıların hepsi kaplarını ve mataralarını doldurdu.
Mevlana'dan Hikayeler Blog
Yorumlar
Yorum Gönder