Bıyığını Yağlayan Adam



Adi bir adam bir kuyruk parçası bulmuştu. Her sabah bıyığını onunla yağlar, sonra da ileri gelenlerin yanına gidip:
- Evde yağlı yemekler yedim, derdi.
Bu arada da sözünün doğrulunu ispat için eliyle bıyıklarını sıvazlardı. Bıyıklarının yağlı oluşunu delil gibi göstermek isterdi. Karnı ise sessiz sedasız:  
                                          
- Şu kötü iddian olmasaydı, derdi, belki cömert biri bize acırdı. Noksanını, yoksulluğunu söyleseydin, bu yalan ve düzenlere sapmasaydın biri çıkar da derdine deva olurdu.
Derken, bir kedi gelip o kuyruk parçasını kapıp götürdü. Bütün ev halkı kedinin peşine düştüler, fakat yakalayamadılar. Babasından azar işiteceğini düşünen evin çocuğunun beti benzi kaçtı. Doğru ba­basının yanına koştu. Babası bir toplulukta oturuyordu:
- Baba, dedi, hani şu sabahları dudaklarını, bıyığını yağladığın kuyruk parçası vardı ya, kedi geldi kapıverdi. Ardına düştük, epey­ce kovaladık ama yakalayamadık.
Oradakiler şaşırıp gülüştüler, adamın durumuna acıdılar. Onu davet edip doyurdular.
Aç olduğunu söylemiyorsan bari tokluk iddiasında bulunma. Ayıbını söylemiyorsan hiç olmazsa sus, gösterişe sapma! Bir para el­de ettiysen ağzını açma, yolda imtihanlar var.

Mevlana'dan Hikayeler Blog

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mevlana'dan Öğütler ve Nasihatler

Şehzade gerçek aşkı nasıl buldu?

Başımıza ne geliyorsa...