Buharalı Gencin Aşkı
Buharalı bir delikanlı kızın
birine delicesine aşık olmuştu. Onu kazara bir kez görmüş, ilk görüşte ona
vurulmuş, gönül vermişti. Fakat kavuşma zamanı bir türlü gelmiyordu. Kıza
birisini yollasa, gönderdiği kişi hasedinden o zavallının işini bozardı. Bir
mektup yazıp yollasa, okuyan kelimeleri değiştirirdi. Ne kadar çalışıp
çabaladıysa sonuç alamamış, kız bir türlü yüz vermemişti. Ne yalvarmanın faydası
olmuştu, ne hediye vermenin. Tam sekiz yıl bu şekilde sevdiği kızı aradı, yanıp
yakıldı.
Arayan sonunda bulur
demişlerdir. Sonunda bir gece, bekçinin korkusundan kaçıp bir bağa girdi. Ne
görsün, sevdiği kız orada değil mi! Allah hamd ederek:
- Ya Rabb", dedi, sen o
bekçiye rahmet et! Hiçbir şeyi hor görmeyeyim diye bunu şu işe sebep ettin.
Kız bağdan geçen ırmağa
yüzüğünü düşürmüş, onu aramak için elinde bir fenerle oraya gelmişti. Delikanlı
onu yalnız görünce hemen kucaklamaya, öpmeye kalkıştı.
- Edepsizlik etme, aklını
başına al, diye bağırdı kız.
- Burada hiç kimse yok, dedi
genç, açılıp saçılmamıza kim mani olacak?! Rüzgârdan başka kımıldayan bir şey
yok burada.
- Meğer sen ahmakmışsın, dedi
kız, rüzgârı esiyor gördün mü bil ki onu bir estiren vardır.
- Edebe riayet bakımından
aptal olsam da vefada, istekte akıllıyım, anlayışlıyım, diye cevap verdi genç.
- Eğer şu görünen hareketin akıllılıksa
gerisini sen tahmin et, dedi kız, bu testiden şimdi ne sızdıysa bundan sonra da
o sızacak demektir. Sekiz yıldır sende hiçbir olgunlaşma olmamış.
Aşık genç bunun üzerine hileye
saptı:
- Kusuruma bakma, dedi, bana uyacak mısın,
yoksa namuslu musun diye anlamak için seni sınadım. Senin namuslu olduğunu
zaten biliyordum ama gözle görmek daha inandırıcı.
Genç kız, delikanlının
hilesini anlamıştı:
- Gönlündeki hilelerin hepsini
anlıyorum. Sen nerde, beni sınamak nerde!
Kâfirler kendi kusurlarını
görmediler de peygamberleri sınamaya kalkıştılar. Hz. Ebubekir gibi sıddıklar
ise mucize istemediler.
Mevlana'dan Hikayeler Blog
Yorumlar
Yorum Gönder