Yılancının Donmuş Bir Ejderha’yı Ölü Sanarak İple Bağlayıp Bağdat’a Getirmesi
Adamın (yılancının) biri geçimini
sağlamak için yılan arar, bulduğu yılanı halka göstererek para kazanırdı.
Yine bir kış günü, kar-kış demeden
dağdan dağa dolaşmakta seyirlik iri bir yılan arayıp durmaktaydı.
Derken bir dağda ölmüş iri bir yılan
gördü. Bu yılanın ölmüş şekli bile yılancının içini korkuyla dolduruyordu.
Yılancı, o şiddetli kış mevsiminde
yılan ararken bu koskoca ejderhayı bulmuştu.
Yılancı, halkı hayretlere düşürmek
için dağdan o yılanı buldu. Aslında insanoğlu kendini değerini bilemedi. Allah
onu yaratıkların şereflisi olarak yarattı. Dağda , yılan da bu yüzden ona
hayranken o, hayranlık duyacak basit, değersiz şeyler arar.
Her neyse, yılancı, o ejderhayı
tutup halkı hayrete düşürmek için Bağdat’a geldi.
Birkaç para elde etmek için o çadır
direği gibi ejderhayı çekip sürükledi. Halka,
“Ölü bir ejderha getirdim. Avlamak
için ne zahmetler çektim.” diye övünüyordu.
O, ejderhayı ölü sanıyordu. Fakat
iyi dikkat etmemişti; ejderha diriydi.
Kıştan, soğuktan donmuştu. Diriydi
ama ölü gibi görünüyordu.
Yılancı yılanı nehir kıyısına koydu.
Bağdat şehrinde bir gürültüdür, koptu.
“Bir yılancı ejderha getirmiş,
acayip görülmemiş, mefret bir şey. Nasıl da avlamış?” diye hayretlerini dile
getirdiler.
Yüz binlerce ahmak adam toplandı.
Ahmaklıklarından onlar da yılancı gibi yılana avlandılar.
Onlar, yılanı görmek için
bekleşiyorlardı. Yılancı da halk iyice toplansın, kalabalık artsın da elime çok
para geçsin, diye düşünüyordu.
Kalabalık o kadar çoğaldı ki adım
atacak yer kalmadı. Erkek kadına karıştı.
Yılancı yılanın üstündeki kilimi
kımıldattıkça halk, parmaklarının ucuna basıp boyunlarını uzatıyordu.
Ejderha ise, zemheriden donmuştu.
Bir yığın kilimin altındaydı. Yılancı ihtiyatı elden bırakmamış, onu kalın
iplerle bağlamıştı.
Fakat halkın toplanmasını beklerken
epeyce bir zaman geçmiş, Irak Güneşi yılanın üstüne vurmuştu.
Güneş epeyce ısıtınca vücudundaki
don çözülmüştü. Bu müddet zarfında ölü bir halde bulunan ejderha dirildi,
kımıldamağa başladı. Ölü yılanın kımıldadığını görünce halkın hayreti bir iken
yüz bin oldu. Şaşkınlıklarından naralar atarak hep birden kaçışmağa koyuldular.
Halkın gürültüsünden de ürken
ejderha iplerini çatır çatır koparıp kilimlerin altından çıktı.
Kaçışan halk birbirini çiğnedi,
meydan yüzlerce ceset doldu. Yılancı korkusundan yerinde katılıp kaldı.
Ejderha da o ahmağı bir lokmada
yutuverdi. Sonra bir direğe sarılıp kendisini sıktı karnındaki herifin
kemiklerini çatır çatır kırıp öldürdü.
İnsanın
nefsi de bir ejderhadır. Onu ayrılık karları altında tut ki donsun,
canlanmasın. İhtiyatı elden bırakır da şehvet güneşiyle ısıtırsa seni de
yutar, senin selametini de... ejderhayı
Musa (a.s.) öldürür. Onun için Musa (a.s.) ahlaklı ol.
Yorumlar
Yorum Gönder