Hz. Ömer Ve Bizans Elçisi



Bizans imparatoru, Hz. Ömer'e bir elçi göndermiş, elçi, uzak çölleri aşarak Medine'ye kadar gelmişti. Ahaliye:
- Halifenin sarayı nerede, diye sordu, gösterin ki atımı, eşya mı oraya bırakayım.
Halk:
- Onun sarayı yok, dediler, her ne kadar müminlerin emiri ise de, onun yoksullar gibi sadece bir kulübesi var.                              
Bunu duyan elçi hayrete kapıldı, Hz. Ömer'i görme arzusu arttı. Onu aramaya başladı:
- Dünyada böyle adam olur mu? diyordu.
Bir bedevi karısı onun yabancı olduğunu gördü. Hz. Ömer'i ara­dığını anladı:
- Ömer işte şurada, şu hurma ağacının altında, dedi.        
Hz. Ömer hurma ağacının dibinde, yapayalnız, gölgede uyuyor­du. Elçi gelip biraz uzakta durdu. Hz. Ömer'i görünce onu bir titre­me tuttu. Gönlünde Hz. Ömer'e karşı hem korku hem de muhabbet vardı. Kendi kendine:
- Ben ki nice krallar, imparatorlar gördüm, yakınlarında bulun­dum, dedi, onlardan ne korkar ne de ürkerdim. Fakat bu adamın heybeti yüreğimi ağzıma getirdi. Aslan ve kaplanların yaşadığı or­manlara daldım, pek çok savaşta bulundum, nice yaralar aldım, fa­kat korku nedir bilmedim. Şimdi ise silahsız, kuru yerde yatan şu adamdan korkuya kapıldım. Bu heybet ondan değil, Allah'tan.
Elçi bu düşünceler içinde hürmetle ellerini bağlayıp bekledi. Bir süre sonra Hz. Ömer uyandı. Elçi ona saygıyla selam verdi. Hz. Ömer onun selamını alıp yanına çağırdı, karşısına oturttu, sakinleştirdi.
Hz. Ömer elçiye değer verdi, onunla sohbet etti. Elçi:
-  Ey müminlerin emiri, dedi, ruh yücelerden yere nasıl indi? Hiçbir şeyle kayıtlanmış olmayan can kuşu kafese nasıl girdi?
Hz. Ömer:
- Hak Teala cisme bir ayet okudu can oldu. Güneşe bir şey söy­ledi, parladı, dedi, Allah yokluğa bir şey söyleyince varlık haline ge­lir, coşmaya başlar. Ekmek, sofrada dururken cansızdır, fakat insan vücudunda ruh kesilir.
Hz. Ömer'i dinleyen elçinin gönlünde bir aydınlık meydana gel­di. Hikmete erişip faydalanmak için sordu:                                      
- O saf suyun bulanık toprakta hapsedilmesinin hikmeti nedir?
Niçin saf can cisimle mukayyet olmuş? Hz. Ömer:
- Mana harflerde hapsedilmiştir, dedi, mananın kelimelerle söy­lenmesinde yüz binlerce fayda vardır. Bu faydaların her biri, ruhun cesede girmesindeki faydanın yanında önemsizdir. Manayı söze sığ­dırmaya çalışmak, onu hapsetmektir. Sözün faydası yoksa, söyleme!
Elçi, bu açıklamalarla aradığını buldu, aklında ne elçilik kaldı, ne de getirdiği haber! Elçi iken, sultan oldu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mevlana'dan Öğütler ve Nasihatler

Şehzade gerçek aşkı nasıl buldu?

Başımıza ne geliyorsa...