Tavşan Ve Fil



Bütün hayvanlar, fil sürüsü yüzünden su kaynağına gidemez ol­muşlardı. Korkudan hiç birisi o tatlı suya yanaşamıyordu. Güçleri, kuvvetleri yoktu, o yüzden bir hileye başvurdular, ihtiyar bir tavşan, ayın ilk gecesi dağın tepesine çıkıp bağırdı:     
                                   
- Ey fil padişahı, gel de kaynağa bak. Şu gökteki koskocaman ay, kaynağın kendisinin olduğunu söylüyor, fillerin kaynağın başından! dağılmasını istiyor. Ben elçiyim, elçiye zeval yok. Bu kaynağı bırakın da ayın hışmından kurtulun. Sözümün doğruluğunun alameti şu: Filler su içmek için kaynağa geldiler mi su harekete gelir.
Ayın yedisi, sekizi olunca fil sürüsünün padişahı su içmek için kaynağa geldi. Hortumunu suya daldırınca su çalkalandı, ayın suda­ki görüntüsü de hareket etti. Fil, suyun içinde ayın titrediğini, hare­kete geldiğini görünce tavşanın sözüne inandı. Böylece filler kayna­ğın başını terk ettiler, diğer hayvanlar da rahatça su içmeye başladı­lar.
Tavşan, aslında Şeytandır. Senin nefsine elçi olarak geldi. Ah­mak nefsini, Hızır'ın içtiği ab-ı hayattan mahrum etti.



 Mevlana'dan Hikayeler Blog

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mevlana'dan Öğütler ve Nasihatler

Şehzade gerçek aşkı nasıl buldu?

Başımıza ne geliyorsa...